Selülit Nedir, Neden Olur?

Web sitemizde bulunan tüm içerikler bilgilendirme ve tanıtım amaçlıdır. Tanı ve tedavi için uzman bir hekim görüşü almanız gerekmektedir.

Selülit, kadınların %80’inden fazlasını etkileyen yaygın bir cilt problemidir. Genellikle ergenlik sonrası ortaya çıkmaktadır ve bacak, kalça, karın, göğüs ile kolların üst kısımlarında görülmektedir. Cilt yüzeyinde portakal kabuğu görünümü yaratır çünkü yağ dokusu bağ dokusundaki lifler arasında sıkışmaktadır. Bu durum estetik kaygılara neden olmaktadır.

Ruby Güzellik Merkezi olarak, size özel çözümleriyle daha sıkı ve pürüzsüz bir cilt görünümü sağlamayı hedefliyoruz.

Selülit Nedir?

Yağ hücrelerinin genişlemesi ve septa adlı liflerin birleşmesiyle oluşur. Yağ hücreleri şişkinlik, septalar ise çukurluk yaratır. Bu durum, ciltte portakal kabuğu görünümü ve düzensiz pürüzler oluşturur. Hafif vakalarda portakal kabuğu görünür, ilerleyince tümsek ve çukurlar belirginleşir.

Fransızca kökenli olan "selülit" terimi, İngilizce’de "cellulitis" olarak bilinmekte ve tıbbi literatürde "jinoid lipodistrofi", "nodüler liposkleroz" veya "ödematofibrosklerotik pannikülopati" gibi çeşitli isimlerle de anılmaktadır.

En çok uyluk, kalça ve karında görülmektedir; alt karın, kol ve göğüste de olabilmektedir. Yaz aylarında estetik kaygıları artırır. Ayrıca metabolik bir bozukluk olarak da değerlendirilmektedir.

Neden Olur?

Selülit kadınların %80-90’ında görülmektedir. Erkeklerde ise çok nadirdir. Bu durum, deri altı dokusunun yapısal farklarından kaynaklanır. Kadınlarda yağ hücreleri dikey düzenlidir ve dikdörtgen şekilde genişlemeye uygundur. Ayrıca bacak ve kalça bölgelerinde erkeklere göre daha az kas ve daha fazla yağ dokusu bulunmaktadır.

Östrojen hormonu ise selülit oluşumunda kritik bir rol oynar. Hamilelik, doğum kontrol hapları kullanımı ve menopoz sonrası hormon desteği gibi yüksek östrojen seviyeleri, görünümünü artırabilmektedir. Yaş ilerledikçe cilt incelir ve gevşer, bu da oluşumu hızlandırır. Ancak ideal kiloda ve sağlıklı yaşam tarzı benimseyen kadınlarda da görülebilmektedir.

Yaşın ilerlemesiyle cildin incelmesi ve gevşemesi de selülit oluşumunu hızlandıran faktörlerdendir. Bununla birlikte, pek çok sağlıklı kadında ideal kilo, sağlıklı beslenme ve düzenli egzersize rağmen selülit gelişebilmektedir.

Selülit Neden Oluşur?

Hormonların (Özellikle Östrojen) Etkisi

Vücudumuzdaki hormonal dengeler, selülit oluşumunda belirleyici rol oynar. Kadınlık hormonu östrojen, selülitin başlaması ve ilerlemesinde en etkili hormondur. Östrojen seviyesinin yüksek olması, vücutta su ve tuz tutulmasına yol açar ve ödemi tetikler.

Ergenlik sonrası başlayan selülit, hamilelik, regl ve menopoz dönemlerinde artış gösterir. Bu dönemlerde hormonların yağ metabolizması üzerindeki etkisiyle de şiddetlenmektedir. Östrojen fazlalığı özellikle kalça ve bacaklarda yağ birikimini artırarak armut tipi şişmanlığa yol açabilmektedir.

Genetik Yatkınlık ve Yaş Faktörü

Diğer durumlardan biri de genetik faktörlerdir. Ailede bulunan kişilerde bu durumun görülme riski daha yüksektir. Kalıtsal özellikler; yağ dağılımı, cilt esnekliği ve kan dolaşımı gibi selüliti etkileyen temel unsurları belirleyebilmektedir. Bu nedenle genetik yapı, selülit oluşumuna zemin hazırlayan önemli bir etkendir.

Yaş ilerledikçe cilt incelir ve elastikiyetini kaybeder, bu da selülit görünümünü artırır. Yaşlanma süreci boyunca dermisteki kolajen ve elastin üretimi azalır. Bu azalma, cildin sıkılığını yitirerek altındaki yağ dokusunun daha belirgin hale gelmesine neden olur. Böylece selülit daha fark edilir bir hâl alır.

Dolaşım Bozukluğu ve Lenf Drenajı

Kan ve lenfatik dolaşım bozuklukları, oluşumunun temel nedenlerinden biridir. Dolaşım bozukluğu, dokulara yeterli oksijen ve besin ulaşmasını engeller. Bu durumda damar duvarlarından sızan sıvılar, doku aralarında birikerek ödem oluşturur. Ödem, cilt altındaki yağ hücrelerinin genişlemesine ve bağ dokusunun sıkışmasına yol açar. Böylece selülit görünümü başlar ve zamanla belirginleşir.

Mikrodolaşımın yeterli olmaması, kan ile yağ hücreleri arasındaki iletişimin aksamasına yol açar. Bunun sonucunda elastikiyetini kaybetmiş fibröz bantlarla çevrili, aşırı büyümüş yağ dokusu hücrelerinden meydana gelen nodüller oluşur ve deri yüzeyinde portakal kabuğu görünümü ortaya çıkar.

Beslenme ve Yaşam Tarzı Etkileri

Dengesiz beslenme alışkanlıkları, yanıtlar arasındadır. Aşırı tuz tüketimi, vücutta su tutulmasına neden olarak ödemi artırır. Yüksek karbonhidratlı ve şekerli diyetler, yağ hücrelerinin büyümesini destekler. Ayrıca yetersiz su alımı, toksinlerin vücuttan atılmasını zorlaştırır. Bu faktörler bir araya geldiğinde, selülit oluşumu hızlanmakta ve cilt görünümü olumsuz etkilenmektedir.

Ayrıca sigara içmek ve aşırı alkol tüketimi, cildin elastikiyetini azaltarak selülit oluşumuna katkıda bulunmaktadır. Fast-food tüketimi, doymuş yağ oranı yüksek besinler ve yanlış pişirme yöntemleri de vücutta yağ birikimini artırır. Bu faktörler, cilt altındaki yağ hücrelerinin genişlemesine ve bağ dokularının zayıflamasına yol açar. Böylece selülit görünümü daha belirgin hale gelir.

Fazla Yağ Dokusu ve Hareketsizlik

Hareketsiz yaşam tarzı, oluşumunu tetikleyen en önemli faktörlerden biridir. Uzun süre oturmak, özellikle baldır kaslarında disfonksiyona neden olarak kas pompalama mekanizmasını zayıflatır. Bu durum, kan ve lenf dolaşımını olumsuz etkiler, dokularda sıvı birikimine ve ödem oluşumuna yol açar. Sonuç olarak, cilt altı yağ dokusu genişler ve selülit görünümü belirginleşir.

Ancak önemli olan yalnızca kilo fazlalığı değildir. Zayıf bireylerde bile yağların vücutta dengesiz dağılması sonucunda da oluşabilmektedir. Bu nedenle, yalnızca zayıflama odaklı uygulamalar, selülit giderme konusunda her zaman yeterli olmayabilmektedir. Etkili sonuçlar için dolaşımı artıran, cildi güçlendiren ve yağ dokusunu hedefleyen bütüncül yaklaşımlar tercih edilmelidir.

Selülit Dereceleri ve Yaygın Bölgeler

Portakal kabuğu görünümüyle tanınan selülit, klinik olarak farklı derecelerde sınıflandırılmaktadır. Bu sınıflandırma; cilt yüzeyindeki düzensizliklerin şiddetine, görünürlük durumuna ve dokunma ile hissedilmesine göre yapılmaktadır. Bu sayede uygulanacak yöntem daha doğru şekilde belirlenebilmektedir.

Derece 0: Belirti Yok

Bu, selülitin ilk evresi olarak adlandırılmakta ve ciltte hiçbir belirti görülmemektedir. Hem ayakta hem yatar pozisyonda cilt yüzeyi tamamen pürüzsüzdür. Deri iki parmak arasında sıkıldığında bile selülit izine rastlanmamaktadır. Bu durum özellikle erkeklerde ve atletik yapılı, zayıf kadınlarda daha sık görülmektedir.

Derece 1: Hafif Çukurluk

Başlangıç evresi olarak kabul edilen bu derecede, selülit nedir sorusunun cevabı basittir. Ayakta ve yatar pozisyonda cilt pürüzsüz görünür, ancak elle sıkıştırıldığında portakal kabuğu görünümü ortaya çıkar. Birkaç kilo fazlası olan ya da uzun süredir balık etli olan kişilerde sıkça görülür. Yağlı cins olarak adlandırılan bu tipte, çukurlaşmalar hafiftir.

Derece 2: Orta Düzeyde Belirginlik

Bu evrede dışarıdan bakıldığında daha bellidir. Yatarken cilt pürüzsüz görünür, fakat ayaktayken portakal kabuğu görünümü fark edilir. Özellikle bacak bacak üstüne atıldığında ya da eğilinen anlarda belirginleşir. Deri hassaslaşır ve beyaz bir renge bürünür. Süzme cins olarak bilinen bu tip, en sık görülen çeşitlerden biridir.

Derece 3: Derin Çöküntüler

İlerlemiş olarak tanımlanan bu evrede, hem ayakta hem de yatar pozisyonda portakal kabuğu görünümü belirgindir. Lifli cins adı verilen bu tipte, selülit oldukça serttir ve bastırıldığında acı verebilir. Daha çok diz arkası ve baldırlarda yer alır. Ciltte derinleşmiş çukurlar ve belirgin sarkma oluşabilir.

En Sık Görülen BölgelerNelerdir?

Genellikle kalça, uyluk ve karın bölgelerinde yoğunlaşır. Bununla birlikte, selülitin vücudun neredeyse her bölgesinde oluşabileceğidir. Özellikle bacaklarda, yağ dokusunun daha yoğun olması nedeniyle daha belirgin hale gelir. Bu yüzden profesyonel destek planı oluşturulurken, selülitin bulunduğu bölge ve yaygınlığı mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır.

Nasıl Geçer?

Portakal kabuğu görünümünden kurtulmak isteyen herkes için çeşitli etkili yöntemler bulunmaktadır. Düzenli uygulamalarla yaparak bu mümkündür.

Düzenli Egzersiz ve Kas Artırımı

Fiziksel aktivite görünümünü azaltmanın en etkili yollarından biri olmaktadır. Özellikle squat, lunge ve kalça köprüsü hareketleri kan dolaşımını hızlandırmakta ve kas kütlesini artırmaktadır. Haftada en az 3-4 gün egzersiz yapılmaktadır. Bu nedenle gözle görülür sonuçlar elde edilmektedir.

Sağlıklı Beslenme ve Su Tüketimi

Günde en az 2-3 litre su içmek, toksinlerin atılmasını sağlayarak selülit görünümünü hafifletir. Ayrıca ödem atmaya yardımcı olan maydanoz, kereviz ve semiz otu gibi besinleri tüketmek faydalıdır. Bunun yanı sıra, tuz ve şeker tüketimini azaltmak da önemlidir.

Masaj, Kuru Fırçalama ve Dolaşım Artırımı

Düzenli masaj selülit görünümünü azaltmada etkili olmaktadır. Kuru fırçalama ile ölü hücreler temizlenmekte ve kan dolaşımı hızlanmaktadır. Bu işlem duştan önce kalbe doğru hareketlerle yapılmaktadır; böylece etkisi artmaktadır.

Kafeinli Kremler ve Cilt Bakım Ürünleri

Kafein içeren kremler, kan dolaşımını artırarak cilt altındaki yağ dokusunu hedefler. Bu ürünleri duştan sonra, dairesel hareketlerle masaj yaparak uygulamak daha etkili sonuç verir.

Ruby Güzellik Merkezi'nde Uygulanan Yöntemler

Ruby Güzellik Merkezi'nde sunulan G5 masajı, selülit görünümünü azaltmada etkili bir yöntemdir. Bu teknik, kan dolaşımını hızlandırarak selülitli bölgelerdeki yağ dokusunu hedefler ve oksijen akışını artırır.

Selülit sorunu, günümüzde pek çok kadının yaşadığı estetik bir problem olarak karşımıza çıkmaktadır. Genetik faktörler, hormonsal değişimler ve yaşam tarzı alışkanlıkları nedeniyle ortaya çıkan bu durumdan tamamen kurtulmak zor olsa da, görünümünü önemli ölçüde azaltmak kesinlikle mümkündür. Düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme ve yeterli su tüketimi selülit ile mücadelede atılacak ilk adımlardır.

Ruby Güzellik Merkezi'nde uygulanan G5 masajı gibi profesyonel yöntemler selülitle mücadelede hızlı ve kalıcı sonuçlar sağlamaktadır. Her selülit derecesi için farklı yaklaşımlar gerekmekte; bu nedenle uzman desteği almak önem taşımaktadır. Sonuç olarak, selülitle mücadele süreç gerektirmekte ve doğru adımlarla pürüzsüz cilde ulaşılmaktadır.

Web sitemizde bulunan tüm içerikler bilgilendirme ve tanıtım amaçlıdır. Tanı ve tedavi için uzman bir hekim görüşü almanız gerekmektedir.