Kalıcı Makyaj Kimlere Uygulanmalıdır?

Web sitemizde bulunan tüm içerikler bilgilendirme ve tanıtım amaçlıdır. Tanı ve tedavi için uzman bir hekim görüşü almanız gerekmektedir.

Kalıcı makyaj günümüzde doğal yüz hatlarını belirginleştirmek ve her zaman bakımlı görünmek isteyen kişiler için ideal bir çözüm haline geldi. Bu uygulama sayesinde 1 ila 3 yıl arasında değişen bir süre boyunca makyaj yapmak için zaman harcamanıza gerek kalmaz. Bizler her gün değişen güzellik trendlerini takip ederken, kalıcı makyaj ile kalıcı bir güzelliğe sahip olabilirsiniz.

Kalıcı Makyaj Kimler İçin Uygundur?

Kalıcı makyaj uygulamaları, kişilerin ihtiyaçlarına göre değişen çözümler sunar. Bu uygulamalar özellikle sporu yaşam tarzı haline getiren kişiler için vazgeçilmezdir. Çünkü spor sırasında terle dağılan makyaj sorunu ortadan kalkar. Ayrıca, makyaj malzemelerine karşı alerjisi olan kişiler için güvenli bir alternatif oluşturur.

Yüzdeki asimetrileri düzeltmek isteyenler de kalıcı makyaj tercih edebilmektedir. Seyrelmiş, bozuk, kısa kaş şekillerinde, lekeler ve yara izlerinde, tıbbi nedenlerle kaşı dökülenlerde ideal bir çözümdür. Bunun yanında, göz etrafına sürmeli görüntü vermek, küçük gözleri daha büyük göstermek, az kirpikleri dolgun göstermek amacıyla da uygulanabilmektedir.

Dudak uygulamaları bakımından; dudaklarında oluşan yara izlerini saklamak isteyen, dudaklarında asimetrik şekil bozukluğu olan, ince dudaklara sahip olup bunları daha kalın göstermek isteyen kişiler dudak kontürü yaptırabilmektedir. Aynı zamanda, her gün ruj kullanımından sıkılan veya dudaklarının daha canlı ve doğal bir renkte gözükmesini isteyenler için uygundur.

Görme zorluğu yaşayanlar, lens kullananlar, titreyen ellere sahip olup makyaj yapamayanlar, göz bozukluğuna bağlı makyaj yapma güçlüğü çekenler için de kalıcı makyaj hayatı kolaylaştırır. Özellikle dipliner ve eyeliner uygulamaları, göz kapağında düşüklük varsa ve her gün çekilen kalem gün içerisinde dağılıyorsa mükemmel bir çözümdür.

Alopesi hastaları, vitiligo hastaları, yanık hastaları ve mastektomi sonrası hastalar gibi özel durumları olan kişiler de kalıcı makyaj cihazı teknolojisindeki gelişmeler sayesinde daha doğal sonuçlar elde edebilmektedir. Bununla birlikte, kemoterapi sonrası kaş ve kirpik dökülmesi yaşayanlar için yeniden görünüm kazandırmada etkilidir.

Cilt Tipi ve Yaş Faktörünün Etkisi

Cilt yapınız ve yaşınız, kalıcı makyaj uygulamasının sonucunu doğrudan etkileyen en önemli faktörlerdendir. Farklı cilt tipleri, pigmentin yerleşmesi ve kalıcılığı üzerinde belirleyici rol oynar.

Kuru ciltler, genellikle en ideal cilt tipidir. Kuru ciltte yağ üretimi daha az olduğundan, pigmentin tutunması daha kolaydır. Bu sebeple, daha uzun süre kalıcılık sağlar. Özellikle kaş uygulamalarında kıl tekniğiyle yapılan çizgiler daha net ve tekil görünür. Bu da daha doğal bir sonuç verir.

Yağlı ciltler ise normal ciltten biraz daha kalındır. Yoğun yağ üretimi nedeniyle de pigmentin deriye nüfuz etmesi zorlaşır. Bu cilt tipinde pigmentler daha hızlı solabilmektedir. Genellikle 12 ay içinde rötuş gerektirebilmektedir. Ayrıca, pudralama tekniği, yağlı ciltler için daha uygun bir seçenektir. Ayrıca, yağlı ciltlerde işlemi aşamalı olarak yapmak ve rengi ciltte yavaş yavaş oluşturmak daha iyi sonuçlar verir.

Hassas ciltlerde pigmentin yerleştirilmesi daha zorlayıcıdır. Bu cilt tipinde daha nazik çalışılmalı ve bazen işlem iki veya üç seansta tamamlanabilmektedir. Cilt kolayca tahriş olabildiğinden, uygulama sonrası bakım daha önemlidir.

Cilt alt tonunuz da pigment seçiminde belirleyicidir. Damarlarınız mavi görünüyorsa soğuk, yeşil görünüyorsa sıcak alt tona sahipsiniz. Yanlış alt tonla uyumlu olmayan pigment kullanıldığında, zamanla istenmeyen renk değişimleri oluşabilmektedir.

Yaş faktörü de önemlidir. Genç ciltlerde hücre yenilenme süreci daha hızlıdır. Bu nedenle makyaj daha kısa sürede etkisini yitirebilmektedir. Yaşlanmayla birlikte elastikiyet kaybı ve ciltteki gevşeme, istenmeyen görünümlere neden olabilmektedir. Bu yüzden ileri yaşlarda pudralama tekniği tercih edilmektedir.

Kimlere Uygulanmamalıdır?

Her ne kadar kalıcı makyaj birçok kişi için uygun olsa da, bazı durumlarda bu uygulamadan kaçınılması gerekir. Sağlık ve güvenlik açısından risk oluşturabilecek durumlar dikkatle değerlendirilmelidir.

Hamile veya emziren anneler kesinlikle yaptırmamalıdır. Hormonal değişiklikler pigmentin renk tonlarını etkileyebilmektedir. Kullanılan pigmentler ile anestezik maddeler de anne sütüne geçebilmektedir. Ayrıca, hamilelik sürecinde kalıcı makyaj yaptırmak hem anne hem de bebek için gereksiz risklere yol açabilmektedir. Bu nedenle uzmanlar genellikle emzirme sürecinin bitiminden 6 ay sonra, annenin hormonal dengesi normale döndüğünde yaptırılmasını önermektedir.Bununla birlilte;

• Bağışıklık sistemi zayıf olan kişiler de kalıcı makyaj uygulamasından kaçınmalıdır.
• Cilt hastalıkları olan kişilerde (egzama, sedef hastalığı veya akne gibi) uygulama cilt tahrişine ve yara oluşumuna neden olabilmektedir.
• Kan sulandırıcı ilaç kullananlar için kanama riski artabileceğinden, bu tür ilaçlar kullanıyorsanız yaptırmamanız önerilmektedir.
• Diyabet hastaları için de önerilmemektedir.
• Uygulanacak bölgede açık yara, uçuk, mantar veya diğer cilt problemleri olanlar, işlem öncesi bu sorunları çözmelidir.

Kalıcı makyaj cihazı kullanımında sterilizasyon son derece önemlidir. Steril olmayan ekipman kullanımı HIV, hepatit B veya C gibi ciddi hastalıkların bulaşmasına neden olabilmektedir.

Kanser hastaları, kalıcı makyaj yaptırmadan önce mutlaka doktor onayı almalıdır. Özellikle kemoterapi gören kişiler bu uygulamadan uzak durmalıdır. Ayrıca, 18 yaş altındaki kişilere kalıcı makyaj uygulanmaz. Keloid rahatsızlığı olan ve ciltte aşırı doku büyümesi yaşayan kişiler için de uygun değildir.

Web sitemizde bulunan tüm içerikler bilgilendirme ve tanıtım amaçlıdır. Tanı ve tedavi için uzman bir hekim görüşü almanız gerekmektedir.